Bir Kitabı Ne Kadar Filmleştirebilirsin ?!


            Kitapların filmleştirilmesi şuan günümüzde oldukça popüler bir yer ediniyor.Fakat bunun iyi mi yoksa kötü mü  olduğunu bir türlü anlamış değilim.Her açıdan değerlenmek lazım bence.Bu düşüncede şu soruyu ortaya çıkarıyor.İzlemek mi yoksa okumak mı ?  Kültür olarak çokta okumayı sevmeyen bir millet olduğumuzu varsayarsak elbetteki bunun cevabı 'izlemek' olurdu ama okumanın verdiği zevki de yabana atmamak gerek.Çok beğendiğin bir filmin sahnesini ne kadar geriye alırsan al kitapta sana hissettirdiği heyecanı bulman zordur.Buda aradaki farkı anlaman için en basit yoldur.Ama bir yandan da ikisinin birbirini tamamlayan harika bir gücü olduğunu düşünüyorum.Tabi bu kişinin ne tarafa daha çok ağırlık verdiğiyle alakalı. 

            Günümüzde dizilerin hemen hemen çoğunun konusunun kitaplardan alındığını birçok insan bilmiyor bile.Çünkü o kitapları hiç duymamış hatta okumamışlar.Duymuş olsa da istememişler.Ama dizide görünce beğeniyorlar demek ki kitabı beğenmeme korkusu değil , onları diziye yönlendiren görme arzusu.Hayalleri, güzel düşünceleri o an görme isteğimizden doğuyor bu sevgi.Kitapta okuyup geçtiğin yerin aynısını filmde görünce sanki o kahraman filmdekiymiş gibi geliyor insana.Mutlu oluyorsun, yaşanan olayları orada görmek hayallerinin canlandığını görmek kadar heyecan veriyor belkide.Mesela ben bir kitabı çok beğenirsem hemen filmi var mı diye araştırıyorum.Olduğunu görünce mutlaka izlemek istiyorum.Çünkü kafamda oluşturduğum o kahramanları, olayları, mekanı canlı halde görmek bana kitabın gerçekliğini kanıtlıyor.Aşk ve Gurur harika bir dünya klasiğidir.Filmini izlerken ''Ben burayı biliyorum böyle değildi sanki ! '' diyerek yorum yapma isteğimle karşı karşıya kaldım.Uğultulu Tepeler kitabını okumasaydım filmi karışık olduğundan dolayı anlayamazdım. Ben büyük bir zevkle izledim.Çünkü o olayları kitabını okurken canlandırmıştım.Daha saymakla bitmez bu örnekler.Tabi ilk önce filmi izleyip daha sonra kitabı almayı seven insanlarda var.Bir dönem Aşk-ı Memnu dizisinden sonra romanının satış rekoru kırmasını sağlayan insan gibi :) 
            Biz hayal kurmayı seven insanlarız.Kitaplar hayal dünyamızı genişlettiği için en güzel dostlardır.Filmlerde bunları canlandırır.Fakat elbetteki bir kitabın yerini alamazlar.Onlar bizlere hayallerimizi sunarlar bizde görme isteğimizi onlarda buluruz.Hissettirme işi yine kitaplara aittir...

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Bende okumayı seçerdim, kendi hayal gücümle kahramanları, mekanları hissetmenin tadı bir başka. Eğer bir filmi çok sevmişsem, kitabı var ve henüz okumamışsam kitaba koşarım hemen, kitapların duyguları daha zengin oluyor daha çok hissetmek istiyor insan. Uğultulu Tepelerin hangi filmini izlediniz, kaç yapımıydı, bende izlemek istiyorum ama kaliteli bir uyarlama gözüme çarpmadı. Aşk ve Gururun dizisi filme kıyasla daha çok kitabı hissettiren bir yapım.
Yazdıklarınız çok tanıdık geldi, kendi düşüncelerimi okuyormuşum gibi hissettim bir an :)

Ellerin sihri... dedi ki...

Şuan 2011 yapımı güzel bir versiyonu var ben daha eski versiyonla izlemiştim sanırım çünkü fragmanla çok farklıydı izlediğim film. Birde Aşk ve Gurur dizisini izlemedim o yüzden pek yorum yapmadım ama sonunu güzel bağlamışlarsa izlerim :) Yorumunuz için teşekkürler :)

Yorum Gönder


up